Külüstür bir adamın
akşam eğlenceleri,
Kendi kadar külüstür
bir maziden beslenir.
Her akşamın sonunda
meçhul biri seslenir.
Bastırır kimi zaman
akıl almaz kederi,
Bu dipsiz kuyuların
umut adlı neferi.
Dert semaya da varsa
kıyısı unutuşun,
Alır götürür bizi,
sanırsam ki bir efsun.
Külüstür bir adamın
akşam eğlenceleri,
Biter bir tek
nefeste, kalmaz geriye vakit.
Yoktur bilinmez yolda;
ne pazarlık, ne akit.
Kimin günahıdır bu,
kimlerin yanlışıdır?
Külüstür bir adama kalan
talihsiz miras,
Bir gaddarın herkesi
ağır kandırışıdır.
Külüstür bir adamın şu
akşam hüzünleri,
Kumar masalarında
gelmek bilmeyen bir as,
Yatak odalarında
sönmek bilmeyen ışık,
Yalnızlığa ket vuran,
dost görünümlü yastık.
Rengârenk donatılmış;
arsız, zevzek duvarlar,
Külüstür bir adamı
namussuzca kovalar.
Şimdi elini tutsa,
palyaçodan bozmalar,
Külüstür bir adama,
ne gibi faydası var?
Bulanık akşamların
deli dolu aşkları,
Siz de iştirak edin,
eksik kalmayın sakın!
Hücum edin beraber,
benim düşmem pek yakın.
Külüstür bir adamın
akşam eğlenceleri,
Kendi kadar külüstür
bir maziden beslenir.
Her akşamın sonunda
meçhul biri seslenir.
Bastırır kimi zaman
akıl almaz kederi,
Bu dipsiz kuyuların
ölüm adlı neferi.
Kucak açar acılar,
her yokuşun sonunda,
Düşüverir hatıra
dokunuşun sonunda,
Çocukluk günlerinin
gizli, saklı elmas’ı.
Külüstür bir adamın
anlaşılmayan yası,
Belki çıkar ortaya,
bu yokuşun sonunda.