29 Eylül 2014 Pazartesi

ZAVALLI ASKER

neden savaştığını bilmiyor
eline silahını almış
göz göre göre gidiyor ölüme
atalarının birer birer gittiği yere
gözlerini yaşlar basmış
buğlu buğlu bakıyor
etrafı dehşet saçıyor görenlere
göz gözü görmüyor
her yer kan içinde
geride bıraktığı sevgilisi aklında
önünde vahşet tecelli ediyor
düşman demişler ona
vuruyor düşünmeden, duraksamadan
uykusuzluktan kızarmış gözlerini kırpmadan
geçen ufak bir an
şimdi karşıdan yokluk bakıyor
geceleri askeri uykusundan ediyor
vicdanı azat edilmiş
öldürmeyi görev bilmiş
ölmeyi kabullenmiş
kan kokuyor kan buram buram
insanlık artık çok uzak bir makam
içgüdüleri önderlik ediyor ona
sırtlanlar sarılmış boğazına
atılan son bir çığlık
kararıyor dünyası
ışıklar bir bir kapandı
neden yaşadığını bilmeden
neden öldüğünü bilmeden
bitmez yollara gider
ah zavallı küçük asker

25 Eylül 2014 Perşembe

TRİYOLE

Ah yârim boş bakar ettikçe kalandan onu tenzih.
Endamını gösterdi yine kara felsefesi kara aklın.

Sevî parlasa yıldız gibi olsa hayatıma senih.
Şüpheyle dolu kalbim; olamadım müsterih.
Sarı ruhum, bazen kederli, bazen de melih.
Ah yârim boş bakar ettikçe kalandan onu tenzih.

Gözlerinin bikrini izale etmeye pek yakın,
Şayet bakarsa başka yöne kem gözleri yansın!
Sevî olmadıysa bu devirde yeteri kadar yalın,
Endamını gösterdi yine kara felsefesi kara aklın.



5 Eylül 2014 Cuma

YAŞAMAK

Sorsan yaşadıklarını sanarlar.
"İyi ki yaşamış" denmiyorsa,
Yaşamanın ne lüzumu var?

SOKAKLARIM

Mecbur bıraktınız beni bana.
Sizlerden kaçıp
Kendime sığınıyorum.
Çok beğendiğimden değil kendimi
Kaçacak yerim yok başka
Oturuyoruz bir ben ve düşüncelerim.
Muhabbet koyu,
Ne kırılan var ne üzülen.
Hani boş şişe tekmelerdik ya çocukken,
Şimdi boş insan tekmeliyoruz hayatlarımızdan.
Bunu konuşuyoruz düşüncelerim ve ben.

Kimseleri almadığım sokaklardayız.
Ara sıra umutluyuz
Genelde yine hüzünlüyüz.
Tartışıyoruz hiç durmadan
Birimizin aklı birimizin duyguları yok.
Kim kazanır dersen,
Pes ettim çoktandır.

Biraz sohbetin ardından kalkıp gitmek zorundayım.
İstemiyorum kalkmak zaman zaman
İzin vermem diyor hemencecik,
Arkamı dönüp giderken bilerek yine geleceğimi,
İki mısra dökülüyor arzuyla ağzımdan;
Tüm tanıdıklar yabancı olsa keşke
Kaldırım taşlarında otursak hep ikimiz.

4 Eylül 2014 Perşembe

BİR İHTİMAL DAHA OLSA

Bir ihtimal daha olsa,
Yaşamasanız benimle aynı dünyada,
Aynı oksijeni çekmesek ciğerlerimize.
Bir ihtimal daha olsa,
Yaşamasam sizlerle.

Her taraftalar,
Çıkmıyorlar kafamdan.
Öfkeleniyorum yüzlerini gördükçe.
Hayatın bana verdiği ceza;
Basit ve tiksinç insanlar.
Bir ihtimal daha olsa,
Çok uzaklara kaçsam.
Bir ihtimal daha olsa,
Yaşasam sizler olmadan.

Göz göze geliyorum her gün,
Öfkeleniyorum ama söylemiyorum.
Çok güzel kulpları var hepsinin,
Dinlemek istemiyorum.
Bir ihtimal daha olsa,
Kurtulsak hepinizden.
Bir ihtimal daha olsa,
Kurusanız kökünden.

Bir ihtimal daha olsa,
Yaşamın hoş tadını alsak.
Ah bir ihtimal olsa!

İnsana düşünen varlık denmiş
Size ne denir bilemedim.
Sevilesi yaratıklar olsanız,
Ben de sizi severdim.
Bir ihtimal daha olsa,
Bu düzeni...

TANIŞMADIM

Eskiden hep büyümek isterdim,
İnsanlar değişecek sandım.
Halbuki yaştan değilmiş,
Zaman geçtikçe anladım. 
Masalarda boş boş bakındım.
Elimi sıktı her gelen,
Yalnız et parçasına dokundular.
Onlar benimle tanıştılar,
Ben onlarla tanışmadım.

3 Eylül 2014 Çarşamba

SEVİYORLARMIŞ...

Seviyorlarmış birbirlerini
Bak sen şunlara!
Sen desene;
Bir iki eğleniyoruz diye şuna.
Dertleri gençliklerini yaşamakmış
O her ne demekse.
Yedisinde de aynı yavşak yetmişinde de.

1 Eylül 2014 Pazartesi

KEŞKELERİN DÜNYASI

Keşkelerin dünyası pek hilelidir
Bir cümleyle çekiverir insanı içine
Girdiğinde aitsindir artık oraya
Gerçekle bağın çok yakın gelir
Yine de kopuverir varamadan farkına

Keşkelerin dünyası güzeldir en başta
Sana eşlik eder hayaller ve gülümsemeler
Girişinde renk renktir çiçekler
Yürüdüğün bahçeler parçasıdır cennetinin
Anlatıldığı gibi sonsuzdur aslında
Kapılar kapanıverir girdiğin zaman
Bir bakarsın cehennem olur sonrasında

Keşkelerin dünyası hapsetti seni
Acı veriyor şimdi enfes görünen bahçeleri
Ne gerçeği yaşıyor zayıf ruhun
Ne de kuşlara eşlik edebiliyorsun
Kanadın yok ama uçmak istiyorsun